تربیه درسلری
Terbiye Dersleri
برنجی کتاب
Birinci kitap
يازان
دیانت ایشاری رئيلػی مشاوره هیئتی اعضاسندن «كۊی خوجاسی» غزتهسی صاحب مربانی زاده
على وحيد
Yazan
Diyanet İşleri Reisliği Müşavere Hey’eti âzasından «Köy Hocası» gazetesi sahibi, Meryani Zâde
Ali Vâhît
آنقره : ماکمیت ملیه مبعهسی
Ankara: Hakimiyet-i Milliye Matbaası
١٩٢٨
1928
Selâmlaşmak
سلاملاشماق پك بۉيۉك و چوق اهمیتلی بر شیدر. بر بريمزله گۉزل كچينمهنك اڭ برنجى شرطيدر. بۆ ساده صوفولر خرجی دػل، بلكه هر كسڭ هر زمان کندینه مال ایدینهجکی بر وظیفهدر. سلام بۆ گۉن دنيانك هر طرفنده يرلشمش، کۊکلشمش و هیچ مۏداسی کچمز بر عادت اۏلمشدر. صرهسی کلنجه یۏلیله ارکانیله سلام ويرمهمك قابالقدر. هله ویريلهن سلامی بر عذر يۏقكن آلمامق حرامدر، چوق بۉيۉك بر عيبدر.
Selamlaşmak, pek büyük ve çok ehemmiyetli bir şeydir, birbirimizle güzel geçinmenin en birinci şartıdır, bu sade sofular harcı değildir, belki herkesin her zaman kendine mal edineceği bir vazifedir. Selâm bugün dünyanın her tarafında yerleşmiş, kökleşmiş ve hiç modası geçmez bir âdet olmuştur. Sırası gelince, yolu ve, erkânı ile Selâm vermemek kabalıktır, hele verilen selâmı bir özür yokken almamak haramdır, çok büyük bir ayıptır.
سلام اهمیتسز بر شی مش گبی كۊرۉنۉر اما اۏنڭ یۉزندن نه محبتلر قاینار، نه دوستلقلر طۏغار. سلام ويرمهمك ، سلام آلمامق یۉزندنده نه کینلر طۆتۆلۆر، نیچه سجه فنالقلره سببيت ويريلير.
Selâm, ehemmiyetsiz bir şeymiş gibi görünür ama onun yüzünden ne muhabbetler kaynar, ne dostluklar doğar. Selâm vermemek yüzünden de ne kinler tutulur, ne fenalıklara sebebiyet verilir.
انسان ديديػڭ طاتلى ديل، کۉلر يۉز مفتونیدر. آدامڭ كۊكلى بوۆنلرله آولانيويرير. باقارسڭ قارشيدن بر ذات کلیۏر، سن اۏندن پك التفات بكلهميۏرسڭ، هيچ آلدیریش ایتمهدن اۏنى كلۉب گچيويرهجك ظن ايديۏرسڭ. ديرکن اۏ ذات طۆتار، سڭا كۉزلجه بر سلام ویریر. اۏ زمان سن خوشلانيرسڭ. آرتق اۏ آدامه بر محبت باغلارسڭ. هیچ اۏلمازسه ايچڭدن اۏنڭ ايچۉن نه أیی آدام ديرسڭ.
İnsan dediğin tatlı dil, güler yüz meftunudur, adamın gönlü bunlarla avlanıverir. Bakarsın, karşıdan bir zat geliyor, sen ondan pek iltifat beklemiyorsun, hiç aldırış etmeden gelip geçiverecek zannediyorsun, derken o zat tutar sana güzelce bir selâm verir, o zaman sen hoşlanırsın, artık o adama bir muhabbet bağlarsın, hiç olmazsa içinden onun için « ne iyi adam » dersin.
نه وار نه اۏلدی؟ اۏ ذات سنڭ ايجۉن پارالر می صاچدی؛ سڭا باغلر، باغچهلر می باغشلادی؟ خایر، هیچ اۊیله شیلر یاپمادى. لكن سڭا اهمیت ويردی؛ بر سلامله سنڭ گۊڭلڭی آلدی. سنده اۏندن خوشلانير اۏلدڭ.
Ne var, ne oldu? o zat senin için paralar mı saçtı; sana bağlar, bahçeler mi bağışladı? hayır, hiç öyle şeyler yapmadı, lâkin sana ehemmiyet verdi, bir selâmla senin gönlünü aldı, sen de ondan hoşlanır oldun.
بۆ، بۆ قدرله قالماز ، صوڭره بر دها راست کلیشڭده بر سلام، دها، بر سلام دها دیرکن گۉنڭ برنده بر پرده بۆلۆشۆب مرحبالاشيرسڭز. ديركن ديركن بربريڭزله گۉزلجه بر احباب اۏلۆب چیقارسڭز. انسان بر سلام یۉزندن نيجه قیمتلی احبابلر پیدا ابدر.
Bu, bu kadarla kalmaz, bir daha rast gelişinde bir selâm daha, bir selâm daha derken günün birinde bir yerde buluşup merhabalaşırsınız. Derken derken birbirinizle güzelce bir ahbap olup çıkarsınız. İnsan bir selâm yüzünden nice kıymetli ahbaplar peyda eder.
شیمدی برده بۆنڭ عكسنى دۉشنهلم كنديسندن سلام اۆمديغڭ بر كيمسه؛ سنڭ يانڭدن اۊيله بر چالیم، بر قۆرۆمله گلۉب گچيۏر. هیچ آلدیریش ایتمیۏر. سن بۆ حاله قارشى قيزارسڭ، طۆتۆلۆرسكڭ «هله شۆڭا باق! بنی آدام برینه قۏیۆبده بر سلام بیله ويرمدى، ديرسڭ. الاجغڭ اۏلسۆن، دنيانڭ اۆجی اۆزۆندر، دیه اۏ آدامه قارشی ديش بيلهرسڭ.
Şimdi bir de bunun aksini düşünelim: kendisinden selâm umduğun bir kimse senin yanından öyle bir çalım, bir kurumla gelip geçiyor, hiç aldırış etmeyor. Sen bu hâle karşı kızarsın, tutulursun, « hele şuna bak, beni adam yerine koyup ta bir selâm bile vermedi » dersin « Alacağın olsun, dünyanın ucu uzundur » diye o adama karşı diş bilersin.
بۆ بۊیله اۏلماملی اما؛ اۏ سلامسز آغا ایشته بۆڭا سبب اۏلۆر. سڭا زۏرله كين طوتديرر، خوشوندی باغلاتدیرر. حالبۆکه بز بربریمزه قارشی بۊیله می اۏلاجقدق؟ مسلمانلقده چاليبم ايتمك، قۆرۆم صاتمق، باشقهلرینی هیچه صايمق وار میدر؟ بربرینه كين طۆتۆب ديش بيلهمك هيچ بزه ياقيشاجق بر شی میدر؟ بۊیله شیلر هپ بلالرڭ آناسیدر. بۆ یۉزدن بيڭ تۉرلۉ فلاكتلر چیقار.
Bu, böyle olmamalı ama, o selâmsız ağa işte buna sebep olur, sana zorla kin tutturur, hoşundu bağlattırır. Halbuki biz birbirize karşı böyle mi olacaktık? Müslümanlıkta çalım etmek, kurum satmak, başkalarını hiçe saymak var mıdır? birbirine kin tutup diş bilemek hiç bize yakışacak bir şey midir? böyle şeyler hep belâların anasıdır, bu yüzden bin türlü fenalıklar çıkar.
ايشته بۆنڭ ايچۉن تاڭریمز بزه قرآن کریمنده تربیه درسی ویریور. سلام ويرلدیػی زمان گۉزل گۉزل سلام آلمامزی امر ایدیۏر. بۊیلهلكله ادب اۊػرهتيور، بر چۏق فنالقلرك اۊڭى آلنماسنڭ يۏللريني کۊستريبۏر. پیغمبر افندیمزده بۆ اۆغۆرده چۏق چالیشیۏر، دائما سلام ويرييۏر، سلام آلیۏر؛ سلام گۊندهرييور، سلام کتیریيۏر، هر کسی گۉزل گۉزل سلامه آلیشدريیۏر، هر کسی بربرینه ايصينديرۆب دۏست اتمهنڭ سببلرنى حاضرلايور، حتى چۏجۆقلرله بیله سلاملاشيۏر، بۊیلهلكله هم کۉچۉکلره، هم بۉیۉکلره گۉزل بر درس ویريور، كوزل بر اۊرنك اۏليۏر.
İşte bunun için Tanrımız bize Kur'an-ı Keriminde edep öğretiyor, ve terbiye dersi veriyor, selâm verildiği zaman güzel güzel selâm almamızı emrediyor, böylelikle bir çok fenalıkların önü alınmasının yollarını gösteriyor. Peygamber Efendimiz de bu uğurda çok çalışıyor, daima selâm veriyor, selâm gönderiyor, selâm getiriyor, herkesi güzel güzel selâm alıştırıyor, herkesi birbirine ısındırıp dost etmenin sebeplerini hazırlıyor, hatta çocuklarla bile selâmlaşıyor, böylelikle hem küçüklere, hem büyüklere güzel bir ders veriyor, güzel bir örnek oluyor.
حضرت انس؛ بن چۏجۆق ایکن دييۏر: أويمڭ اۊڭنده اۏیناردم. بعضی باقاردم، پیغمبر افنديمز كليرلردى. « السلام عليكم ايها الصيان» ديه بزه سلام ویررلردی، سڭره بنم أليمی طۆتۆب بڭا بر ایش بۆیۆررلردی. بی بر شی ايجۉن بر یره کۊندهریرلردی. کندیلریده بن کلنجهبه قدر اۏراجقده ديوارڭ گۊلگهسنده اۏطۆرۆب بنی بکارلردی.
Hazreti « Enes » ben çocukken, diyor, evimin önünde oynardım. Bazen bakardım. Peygamber Efendimiz gelirlerdi. « Esselâmü aleyküm eyyühessibyan» diye bize selâm verirlerdi, sonra benim elimi tutup bana bir iş buyururlardı, beni bir şey için bir yere gönderirlerdi, kendileri de ben gelinceye kadar oracıkta, duvarın gölgesinde oturup beni beklerlerdi.
آغالر، بػلر؛ گۊرييۏر ميسڭز پيغمبر افنديمزڭ نزاکتنی؟ بر چۏجۆغه بر ايش بۆيۆرۆلاجفی وقت نه یاپیلیرمش، نصل ایدیلیرمش؟ حاشا «کل بۆرایه! » دبه سۊزه باشلاميۏرلر. «يۆمۆرجاقلر، سزه اۏیۆن نه ایمش؟» دیه اۏنلری آزارلایۆب حاشلاميۏرلر. چۏجۆقلرڭ اۏيۆن اۆينامالرینیده خۏش کوريیۏرلر. اۏنلره بر قیمت ویرییورلر. اونلری آدام يرینه قۏیۆب ايلك اولا گۉزلجه بر سلام ویرییۏرلر. صۏڭره بر ایش بۆيۆراجقلری چۏجۆغك الندن گۉزل گۉزل طۆتۆب
Ağalar Beyler! Görüyor musunuz, Peygamber Efendimizin nezaketini? bir çocuğa bir iş buyurulacağı vakit ne yapılırmış? nasıl edilirmiş? haşa, «Gel buraya be!» diye söze baslamıyorlar,«yumurcaklar, size oyun neymiş?«diye onları azarlayıp haşlamıyorlar, onlara bir kıymet veriyorlar, onları adam yerine koyup ilk evvela güzelce bir selâm veriyorlar, sonra bir iş buyuracakları çocuğun elinden güzel güzel tutup
دیهجکارنی دیۏرلر. اۏبۆندن آیریلان اۏ چۏجۆغی اۏ ایشه گۊڭل خۏشلغیله گۊندريیۏرلر کندیلریده هیچ كبر ايتميهرك اوراده بر گۊلگهده اۏطۆرۆب چۏجۆغڭ كلمسنى بكلهيۏرلر. بۆنلر هپ بزه برر درسدر. پیغمبر افنديمزه گۊره چۏجۆغڭ قیمتی نه اۏلدیغنی شیمدی سۊیلمػه قالقسهم سلام بحثى قالير. بزم پك خور گۊرديػمز شیلردن بریده چۏجۆقدر. هله شیمدی بز سۊزیمزه دوام ایدهلم.
diyeceklerini diyorlar, oyundan ayrılan o çocuğu o işe gönül hoşluğu ile gönderiyorlar, kendileri de hiç kibir etmiyerek orada bir gölgede oturup çocuğun gelmesini bekliyorlar. Bunlar hep bize birer derstir Peygamber Efendimize göre çocuğun kıymeti ne olduğunu şimdi söylemeğe kalksam selâm bahsi kalır. Bizim pek hor gördüğümüz şeylerden biri de çocuktur, hele şimdi biz sözümüze devam edelim.
بر گۉن پیغمبر افندیمز اصحابندن بعضیلرینه قارشی « سز ایمان ایتمهدكجه جنته كيرمنزسڭن. بربريڭزله سویشمدکجهده ايمان ايتمش اۏلمازسڭز! بن سزه بر چاره کوسترهيم می که اۏنی یاپارسهڭز بربریڭزله سويشيرسڭز؟ » بۆيۆرديلر. اصحاب کرامده « اوت، گۊستر یا رسول الله » دیدیلر.
Bir gün Peygamber Efendimiz ashaptan bazılarına karşı «Siz iman etmedikçe, cennete girmezsiniz, birbirinizle sevişmedikçe de iman etmiş olmazsınız, ben size bir çare göstereyim mi ki onu yaparsanız birbirinizle sevişirsiniz» buyurdular. Ashab-ı Kiram’da «Evet göster, ya Resûlullah» dediler.
بۆنڭ اۉزرینه پیغمبر افندیمزده « بربريڭزه سلام ويريڭ! » بۆبۆرديلر. باقيڭ؛ حديث شريفه دقت ايديڭ! جنت ايمان ايله أله گچرمش. ایمانده محبته باغلى ايمش. محبتده سلامله باشلارمش.
bunun üzerine Peygamber Efendimiz de « birbirinize selâm veriniz! » buyurdular. Bakın, hadis-i şerife dikkat edin, cennet imanla ele geçermiş, iman da muhabbete bağlı imiş, muhabbet te selâmla başlarmış.
نه طۏغرۆ سۊز! بربرینی سومهین، بربریله خوش كچينمهيهنلرڭ ايمانندن نه خير كاير؟ اۊیله ایمان آدامی قۏلای قۏلای جنته نصل ايريشديرير؟ ديمك اۆزاق اۏلسۆن، يقين اۏلسۆن هرکس بربرینی سوهجك، بربرينى طۆتاجق؛ بۊیلهلكله ملت سلامتی بۆلاجق. يۏقسه قاری قۏجه ایله، اولاد آنا بابا ايله؛ قاردهش قاردهشله، آرقداش آرقداشله، قۏمشۆ قۏمشۆ ایله، محلهلى محلهلی ایله، همشهری همشهری ايله، وطنداش وطنداشله سویشمزسه، خوش گچينمزسه اۏ ملتڭ حالی نه اۏلۆر؟
Ne doğru söz; Birbirini sevmeyen, birbiriyle hoş geçinmeyenlerin imanından ne hayır gelir? öyle iman adamı kolay kolay cennete nasıl eriştirir? demek uzak olsun, yakın olsun herkes birbirini sevecek, birbirini tutacak, böylelikle millet selâmeti bulacak, Yoksa karı, koca ile, evlat ana baba ile, kardeş, kardeşle, komşu, komşu ile, mahalleli, mahalleli ile, hemşeri, hemşeri ile.. vatandaş, vatandaşla sevişmezse, hoş geçinmezse o milletin hâli ne olur?
بۆنی دۆشۆنملی بزده بۉتۉن ملتی بر تك وجۆدمش گبی ياپمق ايجۉن ممكن اۏلديغی قدر سويشمػه غيرت ایتملىیز. آراده آیریلق، غيريلق براتمامق ايچۉن سلاملاشمغه اهمیت ویرملییز.
Bunu düşünmeliyiz de bütün milleti bir tek vücutmuş gibi yapmak için mümkün olduğu kadar sevişmeğe gayret etmeliyiz, arada ayrılık, gayrılık bırakmamak için selamlaşmağa ehemmiyet vermeliyiz.
اۊیله ایسه آغالر، بػلر! بر طانیدیغه می راست كلدك؛ سلام ويرهجػز. قيرغينلق اولمديغنى سلام ويرمكله آكلاتيويرهجػز. بر یره می گیرهجػز، گۉزل گۉزل اذن الاجنز، سلام ویرهجػز اۊیله صاللاپاتيدن كيرمك يوق. اۊیله آلدیریش اتمهدن كمك يوق. آراده بردار غينلق قاوغا، دۊكۉش ايچۉن کلمدیػمزی همان سلام ویرمکله بیلدیرهجػز.
Öyle ise ağalar, beyler. bir tanıdığa mi rast geldik ? selâm vereceğiz, öyle aldırış etmeden geçmek yok, arada bir dargınlık kırgınlık olmadığını selâm vermekle anlatıvereceğiz. Bir yere mi gireceğiz? Güzel güzel izin alacağız, selâm vereceğiz, öyle sallapatiden girmek yok, kavga dövüş için gelmediğimizi selâm vermekle bildireceğiz.
برینه بر شی می سۊیلهیهجػز، بر شی می صوراجغز؛ ابتدا سلام ويرهجػز. اۊیله طامدن دۉشر گبی سۊزه باشلامق يۏق. اۊڭجه سلام
Birine bir şey mi söyleyeceğiz, bir şey mi soracağız? iptida selâm vereceğiz, öyle damdan düşer gibi söze başlamak yok, önce selâm
صۏڭره كلام بر يردن قالقۆب گیدییۏر مییز؛ ینه سلام ویرهجػز. اۊیله بردن بره باشنی آلۆب كيتمك يۏق. بر قيرغينلق فلان اۏلمادن گۉزل گۉزل كيتدیػمزي سلام ويرمكله بيلديرهجػز.
sonra kelâm, bir yerden kalkıp gidiyor muyuz? yine selâm vereceğiz, öyle birdenbire başını alıp gitmek yok, bir kırgınlık filân olmadan güzel güzel gittiğimizi selâm vermekle bildireceğiz.
پيغمبر افنديمز أولرينه كيرنجه ايلك ايشلرى سلام ويرمك اۏلۆرمش صۏڭرهده هر شیدن اول مسواك طۆتۆنۆرلرمش. ایکیسیده ایی شی.. اۊڭجه گۉزل بر سلام ويرييۏرلر. أو خلقنه حرمت، محبت گۊستربیۏرلر اۏنلره قارشی، بر دارغینلقلری اولمديغنی بیلدیريیورلر. صۏڭرهده همان تميزلػه باشلايۏرلر.
Peygamber Efendimiz, evlerine girince ilk işleri selâm vermek olurmuş, sonrada her şeyden evvel misvak tutunurlarmış. İkisi de iyi şey, önce güzel bir selâm veri - yorlar, ev halkına hürmet, muhabbet gösteriyorlar, onlara karşı bir dargınlıkları olmadığını bildiriyorlar, sonra da hemen temizliğe başlıyorlar.
بيغمبر افنديمز أولرندن چیقاركنده ينه سلام ويرهرك جيقارلردى. گۊڭل خوشلغيله أودن آيرلدقارينی أو خلقنه بيلديرمش اۏلۆرلردی، مسلمانلغی كيمسهيه ويرمز نیجه آداملر واردركه أوه چهره ایله
Peygamber Efendimiz evlerinden çıkarken de yine selâm vererek çıkarlardı, gönül hoşluğu ile evden ayrıldıklarını ev halkına bildirmiş olurlardı. Müslümanlığı kimseye vermez nice adamlar vardır ki eve çehre ile
صۆراتله كيرهرلر. چيقۆب کیدرکنده اۊیلهجه بر جهنم صفتى طاقينيرلر. بۊیله یاپمغیده بر معرفت صانيرلر. حالبۆکه بۊیله کليش، بۊيله كيديش أودهكيلري اۉرکۉتۉر، تلاشه دۉشۉرۉر. اۊیله سلام ویرمهدن اكشى بر صۆراتله أوه كلهن آدامدن البته هر درلۉ ديريلتی اۆمۆلۆر، هر تۉرلۉ طاتسزلق بكلمهنير، صۏڭره اۊیله صۏمۆرتاراق قپۆيی اۊرتۉب كيدن كيمسه كيم بيلير اقشامه کلنجه نهلر یاپار، نه قیامتلر قۏپاریر.
suratla girerler, çıkıp giderken de öylece bir cehennem sıfatı takınırlar, böyle yapmağı da bir marifet sanırlar. Halbuki böyle geliş, böyle gidiş evdekileri ürkütür, telâşa düşürür. Öyle selâm vermeden ekşi bir suratla eve gelen adamdan elbette her türlü dırıltı umulur, her türlü tatsızlık beklenir, sonra öyle somurtarak kapıyı vurup giden kimse kim bilir akşama gelince neler yapar, ne kıyametler koparır?
بۆنلر هب انسانی طاسالاندیرهجق، هپ آدامی بر برندن صۏغۆتاجق شیلردر. كايركن، كيدركن ويريلهجك بر سلام؛ ایشته بۉتۉن بۆ طاتسزلقلرڭ اۊڭنه گچۉب گۉزل گۉزل کچنمهيه سبب اۏلۆر.
Bunlar hep insanı tasalandıracak, hep adamı birbirinden soğutacak şeylerdir, gelirken, giderken verilecek bir selâm işte bütün bu tatsızlıkların önüne geçip güzel güzel geçinmeğe sebep olur.
مسلمانلق ساده نمازدن اۏرۆچدن، ساده حجدن زکاتدن عبارت دػلدر. اونلر دينڭ ديرهكلريدر، تمللردر. بر بنانڭ
Müslümanlık sade namazdan, oruçtan, sade haçtan, zekâttan ibaret değildir. onlar dinin direkleridir, temelleridir, binanın
بنالغی ساده تملله، ساده دیرهکله میدر؟ اۏڭا دها بر چۏق شیلر لازمدر که اۏنلریده یاپمق، چاتمق گركدر. طبقى بۆنڭ گبی دين بناسنه لازم اۏلان شیلردن بریده سلامدر. بونسز مسلمانلق اولماز، اۏلسهده بر خیر کلمز.
binalığı sade temelle, sade direkle midir? ona daha bir çok şeyler lazımdır ki onları da yapmak, çatmak gerektir. Tıpkı bunun gibi din binasına lâzım olan şeylerden biri de selâmdır, bunsuz müslümanlık olmaz, olsa da bir hayır gelmez.
باقارسڭ بر آدام صیقی صیقىيه نمازینی قیلار، اۏرۆجنى طۆتار. حجهده کیتمش، زکانیده ویرر. چوق اعلا، چۏق گۉزل. لكن كيمسهنڭ يۉزينه باقماز. كيمسهجكله محبت ايتمز. صۆراتندن دۉشهن بيڭ پارچه اۏلۆر. ديمك آدامجغز مسلمانلق ياپمق ايستيۏر اما اللهڭ قۆللرينى سوميۏر. اللهڭ قۆللرينه هیچ اهمیت ویرمیۏر. يالڭز كندينى كۊربيۏر يالڭز كندينی بػهنيۏر. ايشته بۆنڭ حالى طبقى ساده تملی آتیلمش، ساده دیرهکاری چاتلش بنایه بگزر. ايمان قۆشنى بارينديرمق ايجۉن اۏ بنانڭ
Bakarsın bir adam sıkı sıkı namazını kılar, orucunu tutar, hacca da gitmiş, zekâtını da verir... Çok âlâ, çok güzel, lakin kimsenin yüzüne bakmaz, kimsecikle muhabbet etmez, suratından düşen bin parça olur. Demek adamcağız müslümanlık yapmak istiyor. ama Allah’ın kullarını sevmiyor. Allah’ın kullarına hiç ehemmiyet vermiyor, yalnız kendisini görüyor, yalnız kendisini beğeniyor. İşte bunun hâli tıpkı sade temeli atılmış, sade direkleri çatılmış binaya benzer, iman kuşunu barındırmak için o binanın
دها پك چۏق اكسيػی گديػی واردر. مسلمانلقده، اۊیله قارشی قارشییه گلهرك گۊزي گۊزینه ایلیشهنلره سلام ويرمهمك شۊيله طۆرسۆن، حتی گۊزی گۊرمیهن بر علیلدن بیله سلامى اسيرگهمهمك لازمدر. اصل سلامه، اصل التفاته محتاج اۏ زوالليدر. کۊرمبۏر دیه بر اعمایه سلام ويرمهمك اۏڭا خيانت اتمكدر. خبرى اۏلمادن اۏنڭ حقنى يمكدر.
daha pek çok eksiği gediği vardır Müslümanlıkta öyle karşı karşıya gelerek gözü gözüne ilişenlere selâm vermemek şöyle dursun, hatta gözü görmeyen bir alilden bile selâmını esirgememek lâzımdır, asıl selâma, asıl iltifata muhtaç o zavallıdır, görmüyor diye bir âmaya selâm vermemek ona hıyanet etmektir, haberi olmadan onun hakkını yemektir.
قارشۆدن قارشۆیه ویریلهن سلامی آلمق اۉزرمزه فرض اولدینی گبی اۆزاقدن اۆزاغه گۊندریلهن سلامی آلمقده بۏينمزه بۏرجدد.
Karşıdan karşıya verilen selâmı almak üzerimize farz olduğu gibi, uzaktan uzağa gönderilen selâmı almak ta boynumuza borçtur.
بر گۉن پیغمبر افندیمزه بری كليۏر « يا رسول الله، بابام سزه سلام سۊیلدی » دیۏر. بۆنی دۆیۆنجه پيغمبر افندمزده « و عليك، و على ابيك السلام! » دييورلر. يعنى اللهڭ سلامی سنڭ اۉزريڭهده، باباڭڭ اۉزرینهده اۏلسۆن بیۆريیۏرلر.
Bir gün, Peygamber Efendimize biri geliyor: «Ya Resûlullah, babam size selâm söyledi » diyor, bunu duyunca, Peygamber Efendimiz de: «Ve aleyke ve alâ ebîkesselâm » diyorlar. Yani Allah’ın selâmı senin üzerine de, babanın üzerine de olsun, buyuruyorlar.
مكتۆبله گۊندریلهن سلامی آلمق و جواب ويرهرك سلام گۊندرمكده بر حقدر. سويشمك، سلاملاشمق هپ قارشی قارشییه اۏلماز؛ بۊیله اۆزاقدن اۆزاغهده اۏلۆر. مکتۆبلاشمقده بر نوع گۊرۉشمك، بر نوع صله اتمكدر. مكتۆب يازمیۆب سلامی، صباحی كسمكده بر نوع دارغينلقدر. هله برينڭ مكتۆبنه جواب ويرمهمك پك عيبدر. عادتا اۏنى آدام يرينه قۏيمامق، عادتا اۏنڭ ويرديػی سلامی آلمامق كبيدر.
Mektupla gönderilen selâmı almak, ve cevap vererek selâm göndermek de bir haktır, sevişmek hep karşı karşıya olmaz, böyle uzaktan uzağa da olur. Mektuplaşmak ta bir nevi görüşmek, bir nevi sila etmektir, mektup yazmayıp selâmı, sabahı kesmek de bir nevi dargınlıktır, hele birinin mektubuna cevap vermemek pek ayıptır, âdeta onu adam yerine koymamak, âdeta onun verdiği selâmı almamak gibidir.
پیغمبر افنديمز خصم اقربانڭ، دۏست احبابڭ اۆزاق دۉشدکلرندهده محبتی کسمهملرینه چۏق اهمیت ويرمشلردر. بۆنڭ ايجۉن: « بۆلۆنديغڭز دیار اۆزاق دخی اۏلسه مکتۆبلاشهرق صله اديڭ! » بیۆرمشلردر. اۊيله گۊزدن ابراق اۏلدی دیه بربریڭزی گۊڭللدنده ایراق
Peygamber Efendimiz, hısım akrabanın, dostun ahbabın uzak düştüklerinde de muhabbeti kesmemelerine çok ehemmiyet vermişlerdir, bunun için: «Bulunduğunuz diyar uzak dahi olsa, mektuplaşarak sila edin » buyurmuşlardır, öyle gözden irak olduk diye birbirinizi gönülden de ırak
طۆتمق مسلمانلقده يۏقدر دوستلغی اۆزاقده ایکنده یقینده ایکنده محافظه ايتمك گركدر. باشقه بر حدیث شریفده ده هیچ اولمازسه سلام گۊندرمكله صله ایدلمسی امر ايدلمشدر. یعنی صله اتمك اۉزريڭزه بۏرج اۏلان خصم اقرباڭزه باری کیدهمیۏرسهڭز، باری بر هدیه کوندهرهمیۏرسهڭز هیچ اولمازسه اۏنلره سلام گۊندريڭ، بۊيلهلكله اۏلسۆن اۏنلرڭ گۊڭلنى آليڭ.
tutmak müslümanlıkta yoktur, dostluğu uzakta iken de, yakında iken de muhafaza etmek gerektir. Başka bir hadis-i şerifte de, hiç olmazsa selâm göndermekle sıla edilmesi emredilmiştir. Yâni sıla etmek üzerinize borç olan hısım akrabanıza bari gidemiyorsanız hiç olmazsa onlara selâm gönderin, böylelikle olsun onların gönlünü alın.
هایدی دیهلم که؛ بر انسانڭ مانعى اۏلۆر ، قالقۆب گيدۉب صله ايدهمز. أليىده داردر، بر هديه فلانده گۊندرهمز؟ پك اعلا بۆ آدام بر سلامده می گۊندهرهمز.. ألى يۆفقه ايسه؛ وقتی حالی يرنده دػلسه دیلنیده کدیمی يیدي؟ نيجۉن خصمنه اقرباسنه بر سلام اۏلسۆن گۊندرمیۏر؟ اۆزاق دۉشدیػی خصم اقرباسندن بر سلامنى بيله أسيركهين كيمسهدن آرتق نه بکلهنير؟ صۏينه صۏپنه قارشی بۆ قدر نکس اۏلان کیمسه؛ كيم بيلير يا بانجيلره قارشی نصل اۏلۆر؟
Haydi diyelim ki bir insanın mânii olur, kalkıp, gidip sıla edemez, eli de dardır, bir hediye filân gönderemez, pek âlâ bu adam bir selâm da mı gönderemez? Eli yufka ise vakti, hâli yerinde değilse dilini de kedi mi yedi? Niçin hısımına akrabasına bir selâm olsun göndermiyor? Uzak düştüğü hısım akrabasından bir selâmını bile esirgeyen kimseden artık ne beklenir? Soyuna sopuna karşı bu kadar nekes olan kimse, kim bilir yabancılara karşı nasıl olur?
پیغمبر افندیمز بر حدیث شريفده « انسانلرڭ اڭ بخيلى، اڭ جيمريسی سلامنه بحیل اۏلان کیمسهدر » بیۆرمشلردر اعانه ویرمیهن زنگینلرده نکسدر. زکاتنی، فطرهسنی ویرمیهن کیمسهلرده نكسدر. لكن بر سلامنى أسيركهين آدام قدر دنياده بخيل کیمسه اۏلاماز.
Peygamber Efendimiz bir hadis-i şerifte «insanların en bahili, en cimrisi selâmına bahil olan kimsedir» buyurmuşlardır iane vermeyen zenginler de nekestir, zekâtını fitresini vermeyen kimseler de nekestir, lâkin bir selâmını esirgeyen adam kadar dünyada bahil kimse olmaz.
آدامجغز بادهوا بر سلامه بیله یاناشامیۏر. نرهده،کلام، نرهده طعام؛ نرهده صحبت محبت، نرهده معاونت؟ سلام گبی غایت قۏلای بر ایيلػی یاپامیان آدامدن نصل اۏلۆرده بۉيۉك بۉيۉك خدمتلر بكلهنير؟ انسان ايياكلره خفيفلرندن، قۏلايلرندن باشلايهرق ادمان اتملى كه صۏڭره ملتڭ مملكتڭ سلامتى ايجۉن دها آغیر، دها گۉچ فداكارلقلره قاتلانهبيلسين.
Adamcağız bedava bir selâma bile yanaşmıyor, nerede kelâm nerede taam, nerede sohbet muhabbet, nerede muavenet? selâm gibi gayet kolay bir iyiliği yapamıyan adamdan nasıl olur da büyük büyük hizmetler beklenir? insan iyiliklere hafiflerden, kolaylarından başlayarak idman etmeli ki sonra milletin memleketin selâmet için daha ağır, daha güç fedakârlıklara katlanabilsin.
پیغمبر افندیمز بر حدیث شریفده ده شۊیله یۆیۆرمشلردر: «بر كيمسه گرك طۏپدن، كرك آیری آیری یگرمی مسلمانه سلام ويرسهده اۏ گۉن ياخۆد اۏ گيجه اۊلهجك اۏلسه اۏڭا جنت واجب اۏلۆر.»
Peygamber Efendimiz bir hadis-i şerifte de şöyle buyurmuşlardır: «Bir kimseye gerek toptan, gerek ayrı, ayrı yirmi müslüman selâm verse de o gün yahut o gece ölecek olsa ona cennet vacip olur»
صاقين جنتده نه قدر اۆجۆزمش ديمهيڭ. چنت اۆجۆز دػلدر، دين قارداشلرڭ گۊڭللرى بهاليدر. گۉزل گۉزل سلام ويرهرك يگرمى مسلمانڭ گۊڭلني آلمنی سن آز بر شی می صانيۏرسڭ؟ نیجه ثوابلر، واردر که کۉچۉك گۊرينۉر اما فائدهلرى پك بيۉكدر. نیجه کناهلرده واردر که كۉچۉك گۊرينۉرلر اما بلالرىده پك بيۉكدر. بۆنڭ ايجۉن؛ كۉچكدر ديه اۊيله ثوابلره، کناهلره اهميت ويرمهمزلك ايتمػه كلمز.
Sakın, cennet te ne kadar ucuzmuş demeyin, cennet ucuz değildir. din kardeşlerinin gönülleri pahalıdır. Güzel güzel selâm vererek yirmi Müslümanın gönlünü almağı sen az bir şey mi sanıyorsun? nice sevaplar vardır ki küçük görünürler ama faydaları pek büyüktür, Nice günahlar da vardır ki küçük görünürler ama belâları da pek büyüktür, bunun için küçüktür diye öyle sevaplara, günahlara ehemmiyet vermemezlik etmeğe gelmez.
بعضی انسان بۉيۉك بۉيۉك كناهلر ايشلر، اللهڭ غضبنه اۆغرامازده اوفق صاندینی بر کناه یوزندن اۏ ساعت بلاسنی بۆلۆويرر.
Bazı insan büyük büyük günahlar işler, Allahın gazabına uğramaz da ufak sandığı bir günah yüzünden o saat belasını buluverir.
بعضی ثوابلرده بۊیلهدر انسان بۉبۉك بۉبۉك خيرات حسنات يابار، مقبوله کچمزده بهری طرفده بر يتيمڭ باشنی اۏقشار؛ ياخۆد سلام ويرهرك گۊڭل آلیر، اللهده بۆ یۉزدن اۏ آدامڭ مرتبهسنی آرتدیریویرر. اۏنڭ ايجۉن يگرمي کیشیيه سلامله جنت أله كچر مى ديه شبههيه دوشمك دۏغرۆ دػلدر. شيمدى كلهلم سلامڭ اصۆلنه، و آدابنه:
Bazı sevaplar da böyledir. İnsan, büyük büyük hayrat, hasenat yapar, makbule geçmez de beri tarafta bir yetimin başını okşar, yahut selâm vererek bir gönül alır Allah da bu yüzden o adamın mertebesini arttırıverir, bunun için yirmi kişiye selâmla cennet ele geçer mi diye şüpheye düşmek doğru değildir. şimdi gelelim selâmın usulüne, adabına:
سلامی کیم کیمه ويرهجك، ايلك اۊڭجه سلامه كيم باشلايهجق؟ بۆده نازك بر مسئلهدر. هر شيئڭ بر اصۆلی ارکانی واردر. يۏليله ياپلميان ايی شيلردن بعضی فائده برینه ضرر گلير. ضرر کلمسهده چیرکین اۏلۆر، گۉلۉنج اۏلۆر.
Selâmı kim kime verecek, ilk önce selâma kim başlayacak? bu da nazik bir meseledir, her şeyin bir usulü, erkânı vardır. Yolu ile yapılmayan iyi şeylerden bazı fayda yerine zarar gelir, zarar gelmese de çirkin olur, gülünç olur.
الحاصل هر شی يرنده، یۏانده اۏلمق کرکدر. سلام ایجۉن پیغمبر افندیمزدن آلديغمز درس شۊیلهدر: بری طۆريیۏر، اۏطۆرييۏرسه؛ بریده گچۉب گیدییۏرسه سلامی او گچۉب کیدن کیمسه ويرهجکدر. بری يۉرۉیۏر، بریده بر شیئه بینمش گیدییۏرسه سلامى اۏ بينهرك گیدن کیمسه ویرهجکدر. قارشيلاشانلرڭ بري ياشلى، بری کنج ایسه کۉچۉکلر بۉیۉکلره سلام ویرهجکدر. بر طرفدن کلهنلر چۏق، بر طرفدن كلهنلر آز ایسه سلامی آزلق اۏلانلر ویرهجکدر. هب بۆ ترتیبه بۊیله رعایت ایدیلهجکدر. شیمدی خاطره بر شی کلیر. ياشلری همان همان بر کبی ایکی کیشی قارشی قارشییه گلدکلرنده نه اۏلاجق، اۊڭجه سلامى كيم ويرهجك؟ بونى اصحابدن بری مراق ایدۉب ضۏردی.
Elhasıl her şey yerinde, yolunda olmak gerektir.
Selâm için Peygamber Efendimizden aldığımız ders şöyledir:
Biri duruyor, oturuyor; biri de geçip gidiyorsa selâmı o geçip giden kimse verecektir.
Biri yürüyor, biri de bir şeye binmiş gidiyorsa selâmı o binerek giden kimse verecektir. Karşılaşanların biri yaşlı, biri genç ise küçükler büyüklere selâm verecektir. Bir taraftan gelenler çok, bir taraftan gelenler az ise selamı azlık olanlar verecektir, hep bu tertibe böyle riayet edilecektir. Şimdi hatıra bir şey gelir. Yaşları hemen hemene bir gibi olan iki kişi karşı karşıya geldiklerinde ne olacak. önce selâmı kim verecek? Bunu ashaptan birisi merak edip sordu.
پیغمبر اندیمز ده « اۏنلرڭ اللهه اڭ چۏق يقين، اڭ چۏق دوست اۏلانی اۊڭجه سلامه باشلار. » بۆیۆردیلر.
Peygamber Efendimiz de «onların Allaha en çok yakın, en çok dost olanı önce selâma başlar » buyurdular.
بۆنی یاڭلش آڭلاماملی. اللهه كيم يقين، کیم اۆزاق آ ڭلاشیلسینده اۏڭا گۊره اۊڭجه سلامى كيمڭ ويرهجػى بللى اۏلسۆن ديمك دػلدر. يعنی كبر ايتميهرك؛ قۆرۆم ايتميهرك ايلك اۊڭجه کیم سلام ويررسه بيلمش اۏليڭ كه اۏ كيمسه اللهه يقيندر ديمكدر.
Bunu yanlış anlamamalı. Allah’a kim yakın, kim uzak anlaşılsın da ona göre önce selâmı kimin vereceği belli olsun demek değildir. Yani kibir etmeyerek, kurum etmeyerek ilk önce kim selâm verirse bilmiş olun ki, o kimse Allaha daha yakındır demektir.
كبرلى آدام ايلك اڭجه سلام ويرمػه آتيلمق شۊيله طۆرسۆن کندیسنه ويريلهن سلامی بیله بعضی آلمغه تنزۉل ايتمز. اۏ كيم اۏليۏر كه بڭا سلام ويرييۏر دير.
Kibirli adam ilk önce selâm vermeğe atılmak şöyle dursun kendisine verilen selâmı bile bazı almağa tenezzül etmez, « o kim oluyor ki bana selâm veriyor» der.
ديمك ايلك اۊڭجه سلام ويرهن کیمسه كبرلنميۉب الچاق گۊڭللۉلك ايتمش اۏلیۏر. كندينی طۆتاميۆب قارشیدهکنه اۏلان محبتنى دهـا اول بلديرمػه آتیلیۏر، بۆ یۉزدنده مرتبهسی
Demek ilk önce selâm veren kimse, kibirlenmeyip, alçak gönüllülük etmiş oluyor, kendini tutamayıp karşıdakine olan muhabbetini daha evvel bildirmeğe atılıyor bu yüzden de mertebesi
بۉيۉك اۏلۆب اللهه دها يقين صاييليۏر، بۆنڭ ايجۉن سلام ويرمهنڭ ثوابى، سلام آلمانڭ ثوابندن چۏق فضلهدر. سلام ويرمك سنت، آلمق فرضدر. فرضڭ ثوابیده سنتڭ ثوانندن دها چۏقدر. لیکن بۆ قاعده سلام حقنده يۉرۉميۏر. ايلك سلام ويرهن قازانيۏر. بۆنی دۉشۉنملیهده اۊیله؛ سلامی اۊڭجه اۏ ویرسین، بۆ ویرسین دیه بكلهمهمليدر. همان گۉزلجه سلام ويرۉب گۊڭل آلمغه باقماليدر.
büyük olup Allah’a daha yakın sayılıyor, bunun için selâm vermenin sevabı, selâm almanın sevabından çok fazladır, halbuki selâm vermek sünnet, almak farzdır. Farzın sevabı da sünnetin sevabından daha çoktur. Lakin bu kaide selâm hakkında yürümüyor, ilk selâm veren kazanıyor. bunu düşünmeli de öyle selâmı önce o versin, bu versin diye beklememelidir, hemen güzelce selâm verip gönül almağa bakmalıdır.
لکن شونیده بیلملی کی؛ دها چۏق ثواب آلاجنم دیه کۊشه باشنه طۆرۆب گلنه گنچه، مناسبتلى مناسبتسز جاير جاير سلام ويرمكده پك گۉلۉنج اۏلۆر.
Lâkin şunu da bilmeli ki daha çok sevap alacağım diye köşe başında durup gelene geçene, münasebetli münasebetsiz cayır cayır selam vermek te pek gülünç olur.
مسلمانلقده هر شيئڭ بر اصۆلی، اركانی اۏلديغی گبی سلامڭده بر يۏلی يۏردامی واردر. اۊیله ثواب الاجنم دیه کندینی عالمه اػلنجه ایتمکدهده معنى يۏقدر.
Müslümanlıkta her şeyin bir usulü erkânı olduğu gibi selâmın da bir yolu yordamı vardır, öyle sevap alacağım diye kendini âleme eğlence etmekte de mana yoktur.
شۆنیده بیلمش اۏلالم که؛ سلام الاجنی اۆمۆلان کیمسهیه سلام ويريلير. سلامڭزی آلمایهجق بر آدامه سلام ويرمك دۏغرۆ دػلدر. زۏرله اۏنى گناهكار اتمكده معناسزدر. اما سلامی نیچۉن آلمیۏرمش؛ آلمالی دػلمی؟ اۏ باشقه بحث. سن مادامكه اۏنڭ خۆينى صۆينى بيليۏرسڭ یاخۆد حالندن طورندن بر آدامڭ سلام آلمایهجغنی سهزيبۏرسڭ. اۊیله ایسه ثواب الاجغم ديه صافين طۆرۆب طۆرۆرکن آدامی کناهه صۏقما!
Şunu da bilmiş olun ki selâm alacağı umulan kimseye selâm verilir. Selâmınızı almayacak bir adama selâm vermek doğru değildir, zorla onu günahkâr etmekte manasızdır, ama selâmı niçin almıyormuş, almalı deyil mi? o başka bahis. Sen mademki onun huyunu suyunu biliyorsun, yahut hâlinden, tavrından bir adamın selâm almayacağını seziyorsun. Öyle ise sevap alacağım diye sakın durup dururken adamı günaha sokma!
لكن برده شۆ وارکه؛ بریله قارشیلاشدڭز سلام ويرمك مناسبت آلدى. طۆتديڭز، سلام ويرديڭز. لكن او آدام سلامڭزی آلمادی. یا گۊرمدی، یاخۆد هر نه دنسه گۊرمهمزلػه كلدى. بۊیله اۏلۆنجه نه ياپاجقسڭز؟ آلدیدی، آلمادیدی؛ گۊردیدی گۊرمدیدی دیه ایش می چیقاراجقسڭز؟ دۊنۉب آرقهسندن باقاراق « شۆنی بر آدام صاندمده سلام ویردم حریف هیچ الديرمدى نه ديرسين؟ » ديه اۏڭا بۆڭا می آڭلاتاجقسڭز؟
Lâkin bir de şu var ki, biriyle karşılaştınız, selâm vermek münasebet aldı, tuttunuz selâm verdiniz. Lakin o adam selâmınızı almadı; ya görmedi yahut her nedense görmemezliğe geldi, böyle olunca ne yapacaksınız? Aldıydı, almadıydı, gördüydü, görmediydi diye iş mi çıkaracaksınız dönüp arkasından bakarak: «şunu bir adam sandım da selâm verdim, herif hiç aldırmadı ne dersin?» diye ona buna mı anlatacaksınız?
خاير، خاير! اصلا بۊیله مناسبتسز شيلر خاطر يڭزه بيله كلميهجك . هيچ قيزمايهجقڭز. هيچ اۏ آدامه دۉشمان اۏلۆب دیش بیلهمػه قالقمايهجقسڭز. مراق ايتمهيڭ؛ سزڭ سلامڭزى اۏ الماديسه اۏندن دها چۏق خیرلیسی آلمشدر. بۆنی بۊيله بيلۉب گۉزل گۉزل يۏليڭزه گيديڭ. ثواب قازانهیم ديركن اۏرتهیه بر درد چیقارمامغه غيرت ايديڭ.
Hayır, hayır! aslâ, böyle münasebetsiz şeyler hatırınıza bile gelmeyecek, hiç kızmayacaksınız, hiç o adama düşman olup diş bilemeğe kalkmayacaksınız, merak etmeyin sizin selâmınızı o almadıysa ondan daha çok hayırlısı almıştır, bunu böyle bilip güzel güzel yolunuza gidin, sevap kazanayım derken ortaya bir dert çıkarmamağa gayret edin.
شیمدی سلام بحثی اۏلۆرکن خاطره عسكرلرڭ سلام اصۆلى كلير. لكن بۆراده بزم سۊزیمز عسکرلر ایچۉن دػلدر، باشی بۏزۆقلر ایچۉندر. عسکرلکجه نه قبۆل ايدلمشسه، كيمڭ كيمه اۊڭجه سلام ویرمسی مناسب گۊرۉلمشسه اۏ اۊیله یاپیلیر. بز اۏڭا قاریشامايز. بۆ جهت صاقين ذهنڭزه ایلیشمهسین. سلام بحثى بيتمزدن اول شونیده سۊیلهیم که سلام ويرمكدن سلام ويرمػه فرق اولدیغی گبی سلام آلمقدن سلام آلمغهده فرق واردر. بعضی آدام واردر؛ ألى بال صاتار، صوراتیده سرکه صاتار. ايشته بۊیله اۏلماملی. آغز سلام ويرركن سلام آلیرکن بۉزده برابر سلام ويرملی، آلمالی، اۊیله اطرافه زهرلر صاچماملی.
Şimdi selam bahsi olurken hatıra askerlerin selâm usulü gelir. Lâkin burada bizim sözümüz askerler için değildir, başıbozuklar içindir, askerlikçe ne kabul edilmişse kimin kime önce selâm vermesi münasip görülmüşse o öyle yapılır, biz ona karışmayız, bu cihet sakın zihninize ilişmesin. Şunu da söyleyim ki selâm vermekten selâm vermeğe fark olduğu gibi selâm almaktan selâm almağa da fark vardır, bazı adam vardır, eli bal satar, suratı da sirke satar, işte böyle olmamalı ağız selâm verirken, selâm alırken yüz de beraber selâm almalı, selâm vermeli, etrafa zehirler saçmamalı.
آصیق بر چهره، ييقيق بر صۆراتله آلنان، ويريلهن سلامڭ نه خیری اۏلۆر؟ اۊیله صۆرات اطرافدهکیلره محبت صاچماز. دارغينلق، دۉشمانلق صاچار. بۆنڭ ايجۉن پيغمبر افندیمز « برینه قارشی قاشلرینی چاتارق، یۉزینی اکشيتهن كمسهلری الله سومز » بیۆرمشاردر. بر باشقه حدیث شریفده ده « دين قاردهشنڭ يۉزينه گۉلمسيهرك طاتلى طاتلى باقماڭ عادتا بر صدقهدر! » بۆیۆرمشلردر.
Asık bir çehre, yıkık bir suratla alınan, verilen selâmın ne hayrı olur? Öyle surat etrafındakilere muhabbet saçmaz, dargınlık, düşmanlık saçar, bunun için Peygamber Efendimiz « Birbirine karşı kaşlarımı çatarak, yüzünü ekşiten kimseleri Allah Sevmez »> Bir başka hadis-i şerifte de « Din kardeşinin yüzüne gülümseyerek tatlı tatlı bakman âdeta bir sadakadır! » buyurmuşlardır.
صدقه ساده دیلنجیيه ویریلن شی دػلدر. صدقهنڭ بيڭ بر چشیدی واردر. انسان ييهجػه ایچهجػه محتاج اۏلدینی گبی طاتلی دیل گۉلر یۉزه ده محتاجدر.
Sadaka sade dilenciye verilen şey değildir, insan yiyeceğe, içeceğe muhtaç olduğu gibi tatlı dil güler yüze de muhtaçtır.
اۆمدیغی کیمسه ده گولر يۉز گۊرميهن آدامڭ حالی بر قپۆدن قۏغۆلمش دیلنجیيی آڭديرر. اۏ ده، محتاج اۏ ده محتاج. برينه ويريلهجك صدقه، ييهجك، ايچهجکدر. اۊتهكنه ويريلهجك صدقه ده التفاتدر؛ طاتلی دیل، گۉلر یۉزدر. مسلمانلقده دها بۆنڭ گبی نيجه صدقهلر واردر.
Umduğu kimseden güler yüz görmeyen kimsenin hâli bir kapıdan koğulmuş dilenciyi andırır, o da muhtaç, oda muhtaç. birine verilecek sadaka, yiyecek, içecektir, ötekine verilecek sadaka da iltifattır, tatlı dil güler yüzdür, müslümanlıkta daha bunun gibi nice sadakalar vardır.
پيغمبر افندیمز بۆیۆردلركه « بر دین قاردهشڭ ايله قیرده، آچیق فرح يرلرده كزمكلػڭ ده صدقهدر! » آدامك قارنى طۏق ، صرتى پك اۏلۆرده ينه بر چۏق شيلره محتاج بۆلنۆر. جانه يقين احبابیله، آرقاداشیله كزينۉب فراحلانمق ايستر. آرقاداشسزلق، احبابسزلق ده بۉيۉك بر يوقسۆللقدر.
Peygamber Efendimiz buyuruyorlar ki « Bir din kardeşinle kırda, açık ferah yerlerde gezmekliğin de sadakadır». Adamın karnı tok, sırtı pek olur da yine bir çok şeylere muhtaç bulunur, bir cana yakın ahbabiyle, arkadaşı ile gezinip ferahlanmak ister, arkadaşsızlık, ahbapsızlık da büyük bir yoksulluktur.
زمان اۏلۆر که خوش بر آرقداشله گزۉب هوا آلاراق فراحلانمق آدامه بيڭ علاجڭ ويرمهدیػی شفایی ویرر. آچیق، هوالی يرلرده گزينمك بۆ قدر فائدهلی اۏلدیغی حالده انسان بعضى کندی کیندينه چيقۆب كزمز. لكن صحبتی طاتلی، اۆیغۆن بر آرقداش بۆلۆنجه سوه سوه گزينير. ايشته اۏ آرقداشڭ سبب اۏلۆب ده اۏنی گزدرمهسی، اۏنی فرحلاندیرمسی یۏق می؛ بۆ ده بر نوع صدقهدر بۊیله صدقهلری ده بربریمزدن
Zaman olur ki hoş bir arka-aşla gezip hava alarak ferahlanmak adama bin ilâcın vermediği şifayı verir, açık, havalı yerlerde gezinmek bu kadar faydalı olduğu hâlde insan bazı kendi kendine çıkıp gezemez, lâkin sohbeti tatlı, uygun bir arkadaş bulunca seve seve gezinir, işte o arkadaşın sebep olup ta onu gezdirmesi, onu ferahlandırması yok mu, bu da bir nevi sadakadır. Böyle sadakaları da birbirimizden
اسيرگهميهجػز. بۆنلرڭ اڭ اهميتليسى - ديديكم گبی - بربریمزه قارشی گۉلر یۉزدر. هله سلام ويرركن از چۏق طاتلی بر سيما پك لازمدر بۊيله اۏلمازسه سلامڭ بر فائدهسی یۏقدر گلهلم شیمدی سلامڭ چشيدلرنه:
esirgemiyeceğiz, bunların en ehemmiyetlisi de - dediğim gibi - birbirimize karşı güler yüzdür, hele selâm verirken az çok tatlı bir sima pek lâzımdır, böyle olmazsa selâmın bir faydası yoktur. Gelelim şimdi selâmın çeşitlerine:
« السلام عليكم » دیهنه قارشی « و عليكم السلام » دينير. ساده بۆ قدرله قالمايۆب « و رحمة الله و بركاته » ی ده علاوه ايتمك دها مناسب اۏلۆر. سلام كلمهسنڭ باشنه الف لام علاوه ایتمكسزين «سلام عليكم، عليكم سلام » ده دينهبيلير. سلاملاشمق اصۆلی گیت گیده چۏق دهػيشمشدر. « افندم سلام عليكم، عليكم سلام افندم » دیه سلام ويرلدیػی گبی « صباح شريفلر خير اۏلسۆن، آقشام شريفلر خير اۏلسۆن، وقت شريفلر خير اۏلسۆن، افندم الله عمرلر ويرسين » گبى سۊزلرله ده سلام ويرمك عادت اولمشدر. هیچ بر شی
« Esselâmü aleyküm » diyene karşı «Ve aleykümüsselâm» denir, sade bu kadarla kalmayıp «Ve rahmettullâhi ve berekâtüh» ü de ilâve etmek daha münasip olur. Selâm kelimesinin başına elif lâm ilâve etmeksizin «Selâmün aleyküm» de denebilir selâmlaşmak usulü gitgide çok değişmiştir, « sabahı şerifler hayır olsun, akşam şerifler hayır olsun, vakti şerifler hayır olsun, efendim Allah ömürler versin » gibi sözlerle de selâm vermek âdet olmuştur, hiç bir şey
سۊيلهمكسزين أل ايله اشارت ايدهزك ياخۆد باش آچارق سلاملاشمق اصۆلی ده چیقمشدر. سلام ایچۉن يرینه و آدامنه گۊره رعایت ايديلهجك بر چۏق اصۆللر قۏنۆلمشدر.
söylemeksizin el ile işaret ederek, yahut baş açarak selamlaşmak usulü de çıkmıştır. Selâm için yerine ve adamına göre riayet edilecek usuller konulmuştur.
اػر بز باشیمزی آلۆب مغارهلره قاپاناجق اولسهق عالمڭ سلامنه صباحنه اهميت ويرميهبيليردك. لكن مسلمانلقده كشيشلك ایدۉب اۊیله مغارهلره قاپانمق یۏقدر. بز ساده بربريمزله دػل، بلکه اۉتۉن ملتلرله ايشينه گۊره قاریشۆب گۊرۉشهجػز. هر یۉزدن یانا جهانی آڭلایۆپ دیڭلهيهجػز. علمجه، معرفتجه؛ صنعتجه، تجارتجه، کیمسهدن گرى قالمامهنڭ چارهسنه باقاجعز. بۆنڭ ايجۉن قاريشمق، گۊرۉشمك شرطدر. قاريشۆب گۊرۉشمك ايجۉنده بۉتۉن عالمڭ قبۆل ايتديػی نزاکت اصۆللرينه ايستر ايستهمز اۆيمق گركدر.
Eğer biz başımızı alıp mağaralara kapanacak olsak âlemin selâmına, sabahına ehemmiyet vermeyebilirdik, lakin Müslümanlıkta keşişlik edip öyle mağaralara kapanmak yoktur, biz sade birbirimizle değil, belki bütün milletlerle işine göre karışıp görüşeceğiz, her yüzden yana cihanı anlayıp dinleyeceğiz, ilimce, marifetçe, san'atça, ticaretçe kimseden geri kalmamanın çaresine bakacağız, bunun için karışmak, görüşmek şarttır, karışıp görüşmek için de bütün âlemin kabul ettiği nezaket usullerine ister istemez uymak gerektir.
زمانڭ ايجابی، ايشى اۏ درجهيه كتيرمشدر که؛ « سلام عليكم » ديهنڭ سلامنی آلمامقده نه گبی ضررلر وارسه، نصل گۊڭل قيريلۆب خاطر قالمق محققسه بۆ گۉنکی اصۆللرله سلام ويرهن كيمسهنڭ سلامنی آلمامقده ده اۊیله ضررلر واردر. اۊیلهجه گۊڭل قيريلۆب خاطر قالمق محققدر. بۆنڭ ايجۉن ايشڭ اينجهلػنى دوشونهرك سلاملاشمغی ده آدامنه گۊره گۉزلجه ياپمق ايجاب ايدر.
Zamanın icabı, işi o dereceye getirmiştir ki «Selâmün aleyküm» diyenin selâmını almamakta ne gibi zararlar varsa, nasıl gönül kırılıp hatır kalmak muhakkaksa bugün ki usullerle selâm veren kimsenin selâmını almamakta da öyle zararlar vardır, öylece gönül kırılıp hatır kalmak muhakkaktır, bunun için işin inceliğini düşünerek selamlaşmağı da adamına göre güzelce yapmak icap eder.
شیمدی کلهلم سلامدن صۏڭره أل طۆتۆشمق مسئلهسنه.. بۆ ده سلامدن بكلهنن فائدهيی آرتديراجق بر شیدر. پیغمبر افتدمز بۆڭا ده چۏق اهمیت ويررلردی. اصحاب کرامله هی أل طۆتۆشۆرلردی. ابۆ ذر حضرتلرینه برى صۏرمش « پيغمبر افنديمز سزڭله گۊرۉشدیػی وقت ألڭزى طۆتارميدي؟ »
Şimdi gelelim selâmdan sonra el tutuşmak mes'elesine.. Bu da selâmdan beklenen faydayı arttıracak bir şeydir. Peygamber Efendimiz buna da çok ehemmiyet verirlerdi. Ashab-ı Kiram’la hep el tutuşurlardı « Ebu Zer » Hazretlerine biri sormuş «Peygamber Efendimiz sizinle görüştüğü vakit elinizi tutar mıydı?»
دیمش. اۏ ده بن هر نه وقت پیغمبر افنديمزله گۊرۉشدمسه دائما أليمی طۆتارلردی، جواننی ويرمشدر. هپ رسول الله افتديمزدن اۊرنك آلان اصحاب كرامڭ عادتی بۊيله ايدى. دائما واست گلدكمه أل طۆتۆشۆرلردی، يۏلدن کلنجه ده بر برينڭ بۏيننه صار يليرلردی.
demiş, o da «Ben her ne vakit Peygamber Efendimizle görüştümse daima elimi tutarlardı»> cevabını vermiştir. Hep Resûlullah Efendimizden örnek alan Ashab-ı Kiram’ın âdeti böyle idi, daima rast geldikçe el tutuşurlardı, yoldan gelince de birbirinin boynuna sarılırlardı.
بر حدیث شریفده « سلامدن صۏڭره قارشيدهكينڭ ألينی طۆتۆب گۉزلجه صيقمق سلامى تام ايدهجك، تماملایهحق بر شیدر» بۆيۆرلمشدر. سلامدن اصل مقصد گۊڭل آلمق دػل میدر؟ ساده سلامله قالمايۆب أل أله طۆتۆشمق ده آدامڭ گۊڭلنى بۉس بۉتۉن خوش ادهجك ير شيدر. ديمك سنجه اۏ آدامڭ بر قیمتی وارمش که اۏڭا اهمیت ویریۏرسڭ، ساده سلام له گچۉب كيتميۏرسڭ. ايشيڭی براقيۏرسڭ، يۏلڭدن قاليۏرسڭ، طۆرۆب أل طۆتۆيۏسڭ.
Bir hadis-i şerifte « Selâmdan sonra karşıdakinin elini tutup güzelce sıkmak selâmı tam edecek bir şeydir» buyurulmuştur. Selâmdan asıl maksat gönül almak değil midir? sade selâmla kalmayıp el ele tutuşmak ta ada mın gönlünü büsbütün hoş edecek bir şeydir. Demek sence o adamın bir kıymeti varmış ki ona ehemmiyet veriyorsun, sade selâmla geçip gitmiyorsun, işini bırakıyorsun, yolundan kalıyorsun, durup el tutuyorsun.
ديمك اۏنى سوييۏرسڭ، اۏندن ايػرهنميۏرسڭ.. آه بۆ نه أيى شیدر! هپ انسانلر بۊیله اۏاسالر بربرينی بۊیله سوسهلر نه خۏش اۏلۆر!
Demek onu seviyorsun, ondan iğrenmiyorsun. Ah, bu ne iyi şeydir. Hep insanlar böyle olsalar, birbirini böyle sevseler ne hoş olur!
ایشته پیغمبر افندیمز هر کسی بۊیله گۊرمك ايستيۏر. بۉتۉن انسانلرڭ بۊيله سویشمهسنی آرزۆ ايدييۏر. بۆنڭ ايجۉن بربریمزه سلام ويردرييۏر، أل أله طۆتۆشديرييۏر، لكن بو قدرله ده براقميۏر. اۏ أللر بربرنی محبتله صيقاركن أل صاحبلرينڭ اۊيله پۆت گبی طۆرمالرینه ده راضی اۏلميۏر. اۏ صره ده طاتلی بر يۉزله حال، خاطر صۏرهرق حمد و ثنا ابدهنلرڭ و بربريچون اللهدن رحمت، مغفرت دیلهيهنلرڭ اۏ آنده یعنی بر برلرندن آبرلمازدن اول کناهلردن قۆرتۆلاجقلرینی ده بیلديريیۏر.
İşte Peygamber Efendimiz herkesi böyle görmek istiyor bütün insanların böyle sevişmesini arzu ediyor, bunu için birbirimize selâm verdiriyor, el ele tutuşturuyor. Lakin bu kadarla da bırakmıyor, o eller birbirini muhabbetle sıkarken el sahiplerinin de öyle put gibi durmalarına razı olmuyor, o sırada tatlı bir yüzle hâl hatır sorarak hamd-ü-sena edenlerin ve birbiri için Allahtan rahmet mağfiret dileyenlerin o anda, yâni birbirlerinden ayrılmazdan evvel günahlardan kurtulacaklarını bildiriyor.
أل طۆتۆشمانڭ بر فائدهسیده چۏق کره آرادهكى محبتڭ درجهسنی گۊسترمکدر. باقارسڭ سڭا برى بر أل ويرر. لكن الله أل أيلهسين. پاچاورادن، اۊلۉ ألندن فرقى يۏق. هیچ قیملدامبر، هيچ سنڭ أليڭى محبتله صبقمايۏر. ساده اۊیله تخته گبی طۆرپۏر، همده اۏ قدر ایػرهتی طۆريیۏر که؛ پارمقلریڭی گهوشهتسهڭ همان دۉشۉويرهجك. آرتق هیچ دۉشۉنمػه حاجت يۏق. اۏ آدامڭ سنى نه قدر سودیػی میداندهدر.
El tutuşmanın bir faydası da çok kere aradaki muhabbetin derecesini göstermektir. Bakarsın sana biri bir el verir. Lâkin Allah el eylesin, paçavradan, ölü elinden farkı yok, hiç kımıldamıyor, hiç senin elini muhabbetle sıkmıyor, sade öyle tahta gibi duruyor, hem de o kadar iğreti duruyor ki parmaklarını gevşetsen hemen düşüverecek. Artık hiç düşünmeğe hacet yok, o adamın seni ne kadar sevdiği meydandadır.
ديمك اۏنڭ أل وبريشی بر محبت ایشى دػلدر. زۏراكى بر شيدر. اۊيله اۏلماسيدي؛ سنڭ أليڭه محبتله صاريليردى. جان ۉ گۊڭلدن كلهن بر ايستکله اليڭى صيقاردى. اما هر قاعدهنڭ بعضى يۉرۉمديػی يرلر اۏلۆر. بر طاقم سيڭیرلی کیمسهلر واردر که سوسين سومسين، راست گلديػنڭ ألينی جندره گبی صيقارق آدامڭ پارمقلوينی بربرينه گچيرر. لکن بۊیلهلری آزدر. هر حالده أل طۆتۆشمق محبتڭ هم ،سببی، هم ده گۉزل بر معیاریدر.
Demek onun el verişi bir muhabbet işi değildir, zoraki bir şeydir, öyle olmasaydı senin eline muhabbetle sarılırdı, can-ü-gönülden gelen bir istekle elini sıkardı, ama her kaidenin yürümediği bâzı yerler olur, bir takım sinirli kimseler vardır ki sevsin, sevmesin rast geldiğinin elini cendere gibi sıkarak adamın parmaklarını birbirine geçirirler, lâkin böyleleri azdır. El tutuşmak muhabbetin hem sebebi hem de güzel bir miyarıdır.
بعضی عقلی ایرمیهن کیمسهلر سلامدن صۏڭره بۊيله أل طۆتشمغی بػنمزلر. أل ايله طۏقا ايتمك گاوۆر ایشیدر دیه خۏش گۊرمزلر. اۏ زوالليلر بیلمزلر که بۆ اصل بزم مالمزدر. بۆنڭ عربجه آدي مصافحهدر. پیغمبر افنديمزڭ سوديػی، مدح ایتدیػی و دائما یاپدیغی بر شیدر. مصافحه شاقا دػل؛ اۊػله نمازينڭ سنتلرى گبی بر سنتدر. بعضی آداملر واردر که اۊلۉنجهيه قدر بۊیله سنت مؤكده اۏلان نمازلری گۉزل گۉزل قيلارلر ده سلاملاشدقدن صۏڭره برينڭ الينی بر دفعه بيله طۆتمازلر حالبۆکه بۆ ده بر سنت مؤکدهدر.
Bazı aklı ermiyen kimseler selâmdan sonra böyle el tutuşmağı beğenmezler, el ele toka etmek gavur işidir diye hoş görmezler O zavallılar bilmezler ki bunun Arapça adı musâfahadır, Peygamber Efendimizin sevdiği, methettiği ve daima yaptığı bir şeydir. Musâfaha şaka değil öğle namazının sünnetleri gibi bir sünnettir. Bazı adamlar vardır, ölünceye kadar böyle sünnet-i müekkede olan namazları güzel güzel kılarlar da selâmlaştıktan sonra birinin elini bir defa bile tutmazlar, halbuki bu da bir sünnet-i müekkededir.
لكن سنتدر، ثوابدر دیه اۆلۆ اۏرتا راست گلديػنڭ ألينه ياپيشمقده ده معنى يۏقدر. سلام گبی بۆنڭ ده بر قراری واردر. سۊز تمثیلی طار بر سۏقاقده، یا بر گچیدده بری ایله قارشيلاشتیڭز
Lâkin sünnettir sevaptır diye ulu orta rast geldiğinin eline yapışmakta da mana yoktur, selâm gibi bunun da bir kararı, bir kıvamı vardır, söz temsili dar bir sokakta ya bir geçitte biriyle karşılaştınız
هیچ طانيشمديغڭر حالده اۏ آدام طۆردی سزه يۏل ویردی، ایشته بۆراسی ساده بر سلام يریدر. گۉزلجه بر سلام ویرۉب گچرسڭز. حتى طۆرۆب ده سزه يۏل ويرديػی ايچۉن بر ده تشکر ایدرسڭز لكن بۆ قدرله قالمايۆب همان اۏ آدامڭ ألينه صاريلمق دۏغرۆ دػلدر. أل طۆتمق آز چۏق طانيشمق ايست، ياخۆد طانيماسه بیله بر ايش ايجۉن گۊرۉشمك قۏنۆشمق گبی سببلر لازمدر. اۊیله ساده راست كلمكله بيلمديػی آدامڭ ألينی صيقمغه قالقيشمامليدر.
hiç tanışmadığınız hâlde o adam durdu size yol verdi, işte burası sade bir selâm yeridir, güzelce bir selâm verip geçersiniz, hatta durup ta size yol verdiği için bir de teşekkür edersiniz, lakin bu kadarla kalmayıp hemen o adamın eline sarılmak doğru değildir. El tutmak az çok tanışmak ister, yahut tanınmasa bile bir iş için görüşmek konuşmak gibi sebepler lâzımdır, öyle sade rast gelmekle bilmediği adamın elini sıkmağa kalkışmamalıdır.
بر ده وار كه يك اعلا طانيشديفڭر برينه راست گلديڭز، لكن آدامڭ أللرى چيقينله، پاكتله طۏلۆ. بر طاقم بر شیلر آلمش، بر شيلر يۉكلنمش. ياخۆد ألى يانی بوش اما بر عجله ايشی وار، أتػى طۆتۆشمش گبی تلاشاه گیدییۏر. هایدی گۊزیڭز گۊزینه ایلیشدی، سلاملاشديڭن. پك اعلا ايشته اۏ قدر كافيدر. وارسين
Bir de var ki pek âlâ tanıştığınız birine rast geldiniz, lâkin adamın elleri çıkınla, paketle dolu, bir takım bir şeyler almış, bir şeyler yüklenmiş, yahut eli yanı boş ama bir acele işi var, eteği tutuşmuş gibi telâşla gidiyor, haydi, gözünüz gözüne ilişti, selâmlaştınız, işte o kadar kâfidir, varsın
ادامجغز ايشته گيتسين. اۏنى اۏ حالده ایکن طۆردۆرۆبده ألينى صيقاجغم ديه يۏلندن آليقويمق ياخۆد ألنده كى چيقينلری اۊتهيه برییه براقديرمق صايغيسزلقدر.
adamcağız işine gitsin, onu o hâlde iken durdurup ta elini sıkacağım diye yolundan alıkomak yahut elindeki çıkınları oraya buraya bıraktırmak saygısızlıktır. Müslümanlıkta nezaket vardır, saygısızlık yoktur.
مسلمانلقده نزاکت واردر، صايغيسزلق يۏقدر. أل طۆتمانڭ بر شرطی ده صاغ الى اۆزاتمق و اۏ ألده تميز بۆلۆنمقدر. بيليرسڭز كه مسلمانلقده صاغ أل ايله صۏل ألڭ آيرى آیری وظیفهلری واردر. صاغ أل ايله برۆن تميزلهنمز، کیرلی بر یره، پیس بر شيئه اۏ أل طۏقۆنديريلماز. بيۉك تميزلكلر هپ صۏل أل ايله ياپيلير. صاغ ألده أيی شيلر ايجۉن ساقلانير. ايشته اڭ أيى شيلردن بریده احباب أليدر.
El tutmanın bir şartı da sağ eli uzatmak ve o el de temiz bulunmaktır. Bilirsiniz ki Müslümanlıkta sağ el ile sol elin ayrı ayrı vazifeleri vardır. Sağ elle burun temizlenmez, kirli bir yere, pis bir şeye o el dokundurulmaz, büyük temizlikler hep sol elle yapılır. sağ el de en eyi şevler için saklanır, işte en eyi şeylerden biri de ahbap elidir.
سن بڭا أليڭى مى ويرهجكسڭ، آرامزده کی محبتی می آرتديراجقسك؟ اۊيله ايسه بڭا اۊیله بر أل ويركه، بن اۏنڭ هپ تميز يرلرده قۆللانيلديغنى بيلهيم ده اۏ ألى
Sen bana elini mi vereceksin, aramızdaki muhabbeti mi artıracaksın? öyle ise bana öyle bir el ver ki ben onun hep temiz yerlerde kullanıldığını bileyim de o eli
سوه سوه طۆتايم، اۏ ألى اليمڭ ايچنده طۆتمقدن ذوق دۆيايم. يۏقسه بڭا صۏل أليڭى ويررسهڭ بن اوني ایستهمیه ایستهمیه طۆتارم. بر آن اول شۆ ألمى ألڭدن بر قۆرتارسهم دیه باقارم. زیرا صۏل أل نه قدر تميز اولسه ينه شبههلى بر ألدر. سویشهنلر آراسنده بۊیله شبههلی شیلر یاراشماز.
seve seve tutayım o eli elimin içinde tutmaktan zevk duyayım, yoksa bana sol elini verirsen ben onu istemeye istemeye tutarım, bir an evvel şu elimi elinden bir kurtarsam diye bakarım zira sol el ne kadar temiz olsa yine şüpheli bir eldir, sevişenler arasında böyle şüpheli şeyler yaraşmaz.
محبت پك نازك بر شيدر. هر شيدن اول تميزلك ايستر، اينجهلك ايستر. اۆفق بر صايغيسزلق، اوفق بر دقتسزلك انسانی برندن صۏغۆتیویرر، اۊلۉنجهیه قدر آدامڭ ايچندن چیقماز. بۆنڭ ايجۉن هپ صاغ أل ویریلمهلی هم ده اۏ أل تميز بۆلۆنمالیدر. تميز دػلسه ألى طۆتممغه قالقمامليدر. قارشيڭده كى أل ويرمك ايسترسه؛ عفو ايدرسڭز؛ الم تۏزلى ياخۆد ايصلاق ديه عذر ديلهمليسڭز. سببنى سۊيلهمدن ال ويرميهجك اۏلۆرسهڭز عیب اۏلۆر. صۏڭره قارشيڭزدهكينڭ گۊڭلی قالیر.
Muhabbet dediğin pek nazik bir şeydir, her şeyden evvel temizlik ister, ufak bir dikkatsizlik insanı birinden soğutuverir, ölünceye kadar adamın içinden çıkmaz, bunun için hep sağ el verilmeli hem de o el temiz bulunmalıdır, temiz değilse el tutmağa kalkmamalıdır. Karşındaki sana el vermek isterse affedersiniz elim tozlu, yahut ıslak diye özür dilemelisiniz. Sebebini söylemeden el vermeyecek olursanız ayıp olur, sonra karşınızdakinin gönlü kalır.
برده واردر که؛ بعضی آدامڭ ألى چۏق ترلهر، صير صيقلام بۆلنۆر. بۊیله اولانلرده پك مجبۆر اۏلمدتجه کیمسهيه أل اۆزاتماملیدلر. ایجاب ایدنجه ده وقتليجه داورانۆب تميز منديل ايله گيزليجه ألبني قۆرۆلايارق اۊيله أل طۆتۆشماليدرلر. اما ديهجكسڭز كه يۆ اۆزۆن ايش. البت يا نه ظن ايتديڭر؟ كندينی باشتهلرينه سوديرمك، كندينى باشقالرندن صۏغۆتمامق قۏلاى دػيلدر. بۆنڭ ايجۉن دقت ايديلهجك، رعايت ايديلهجك چۏق شيلر واردر.
Bir de vardır ki bazı adamın eli çok terler, daima sırsıklam durur, böyle olanlar da pek mecbur olmadıkça kimseye el uzatmamalıdırlar, icap edince de vakitlice davranıp teiniz mendille gizlice elini kurulayarak öyle el tutuşmalıdırlar, ama diyeceksiniz ki bu uzun iş. Elbette ya ne zannettiniz? kendini başkalarına sevdirmek, kendini başkalarından soğutmamak kolay değildir, bunun için dikkat edilecek, riayet edilecek çok şeyler vardır.
بۆنلرڭ برى ده سلاملاشدقدن صۏڭره ال طۆتۆلاجفي صرهده أللرڭ چيپلاق بۆلۆنمسيدر. ديمك ألديوهنلي أليمزی باشقهسنه اۆزاتمیهجغز. اۆزاتهجقسهق مطلقا الديوهنی چیقارمق لازمدر. بۊيله ياپمامق قابالقدر، نزاکسزلكدر. قارشیڭدهکنه اهمیت ويرمهمزلكدر. ال ديديػڭ گۉنده أللى
Bunların biri de selâmlaştıktan sonra el tutulacağı sırada ellerin çıplak bulunmasıdır, demek eldivenli elimizi başkasına uzatmıyacağız, uzatacaksak mutlaka eldiveni çıkarmak lâzımdır. Böyle yapmamak kabalıktır, nezaketsizliktir, karşındakine ehemmiyet vermemezliktir, el dediğin günde elli
دفعه بيقانهبيلير. لكن الديوهن بۊيله ميدر؟ اۏنڭ بر طاقی هیچ يیقانمغه کلمز. بر طاقمی ده ييقانسه ييقانير اما عادت اۏلمامشدر. ديمك الديوهن دينيلهن شی؛ اسکیينجهيه قدر هیچ بیقانمادن قوللانيلان بر أل قابيدر.
defa yıkanabilir, lâkin eldiven böyle midir? Onun bir takımı hiç yıkanmağa gelmez, bir takımı da yıkansa yıkanır ama âdet olmamıştır, demek eldiven denilen şey yıkanmadan kullanılan bir el kabıdır.
كنديسيله بيڭ درلۉ هر شی طۆتۆلان پاساقلی بر أل قابى باشتهسنك كل گبی تميز ألنه اۆزاتمق انسانيته، مروته ياقیشیر شی دػلدر. ایسترسه اۏ ألديوهن یڭی، اۏلسۆن، ينه صۏل أل گبی شبههليدر. شبههلی بیله اولماسه ينه نزاکته ياقيشماز.
Kendisiyle bin türlü şey tutulan pasaklı bir el kabını başkasının gül gibi eline uzatmak insaniyete, mürüvvete yakışır şey değildir, isterse o eldiven yeni olsun, temiz olsun, yine sol el gibi şüphelidir, şüpheli bile olmasa yine nezakete yakışmaz.
ايچمدن کلهن بر محبتله اوزاتديغم ألى ينه محبتلى بر أل قارشيلامليدر. حالبۆکه بنم سوه سوه اۆزاتديغم اليمه يۉڭدن اۊرۉلمش دریدن ياپلمش بر قليف قارشی چیقیۏر. اما اۏ قليفڭ ايچنده أل وارمش. وار اما آراده ده نهلر وار. بن اۏ دۏستمڭ ألينی بر درلۉ بۆلاميۏرم. اۏنك ألينی
İçimden gelen bir muhabbetle uzattığım eli yine muhabbetli bir el karşılamalıdır, halbuki benim seve seve uzattığım ele yünden örülmüş, deriden yapılmış bir kılıf karşı çıkıyor, ama o kılıfın içinde el varmış, var ama arada da neler var, o dostumun elini bir türlü bulamıyorum onun elini
محبتله صيقۆب بر طات دۆیامیۏرم. بۆ بڭا اۏ دۏستڭ بر جفاسی، بر اذاسی دػل میدر؟ ایشته پیغمبر افنديمز بۆڭا راضی اۏلمیۆرلر، بۆنی خۏش گۊرميۏرلر. بۆنڭ حقنده بر چۏق حديث شريفلر واردر.
muhabbetle sıkıp bir tat duyamıyorum, bu bana o dostumun bir cefası, bir ezası değil midir? İşte bunun için Peygamber Efendimiz buna razı olmuyorlar, bunu hiç hoş görmüyorlar, bunun hakkında çok hadis-i şerifler vardır.
او زمانده شیمدیکی گبی الديون قوللانلمق عادتی يۏقدى. لكن گيتدكارى یاخۆد صارينۆب بۉرۉندكلرى اثوابڭ ايچنده قالان ألى چیقارمدن اۊیلهجه اثواب آلتندن أل طۆتۆشانلر اۏلۆردی. صغۆغه صيجاغه قارشی الدیون وظیفهسنى گۊرمك ايچۉن پك اۆزۆن ياپيلان قۏللرڭ ايچندن ده بربرينه ال ویرهنار بۆلۆنۆردی. ایشته پیغمبر افندیمز بۆنی بػنمیۏرلر. بۊیله ياپمق بر انسانيتسزلك، بر مروتسزلكدر ديۏرلر. بونی دوستلره قارشی روا گۊرۉلميهجك بر جفا صاييۏرلر.
O zamanda şimdiki gibi eldiven kullanmak âdeti yoktu, lakin giyindikleri yahut sarınıp büründükleri esvabın içinde kalan eli çıkarmadan öylece esvap altından el tutuşanlar olurdu, soğuğa sıcağa karşı eldiven vazifesini görmek için pek uzun yapılan kolların içinden de birbirine el verenler bulunurdu, işte Peygamber Efendimiz bunu beğenmiyorlar, böyle yapmak bir insaniyetsizlik, bir mürüvvetsizliktir, diyorlar, bunu dostlara karşı reva görülmeyecek bir cefa sayıyorlar.
نه گۉزل ، نه قدر حقلی بر سۊز نه قدر اهمیتلی بر نزاکت درسی!
Ne güzel, ne kadar haklı bir söz! ne kadar ehemmiyetli bir nezaket dersi!
بو درس بزه بيڭ اۉچ یۉز بۆ قدر سنه اول ويرلدیػی حالده مدنیت دنیاسی بۆنی دها یڭی یکی عقل ایتمػه باشلامشدر. أل طۆتۆشۆركن الديوهن چيقارمق صۏڭ زمانلرده مۏده اۏلمشدر. بۊیله اینجهلکلری هر کسدن اول بزم یاپمامز لازمدی. شیمدیيه قدر یاپامدقسه باری بۆندن صۏڭره ياپمغه چاليشالم. پيغمبر افنديمزڭ دها نه گۉزل تربيه، نزاکت و صایفی درسلری واردرکه هر بری بۉتۉن جهانه اۊرنك اۏلاجق شیلردر. ان شاﺀ الله اۏنلری ده دیلم دۊندیػی قدر سویلهمػه غیرت ایدهرم. بۆ سفرلك بۆ قدرله قالسين!
Bu ders bize bin üç yüz bu kadar sene evvel verildiği hâlde medeniyet dünyası bunu daha yeni yeni akıl etmeğe başlamıştır, el tutuşurken eldiven çıkarmak son zamanlarda moda olmuştur, böyle incelikleri herkesten evvel bizim yapmamız lâzımdı, şimdiye kadar yapamadıksa bundan sonra yapmağa çalışalım. Peygamber Efendimizin daha ne güzel terbiye, nezaket, saygı dersleri vardır ki her biri bütün cihana örnek olacak şeylerdir. İnşaAllah onları da dilim döndüğü kadar söylemeğe gayret ederim, bu seferlik bu kadar kalsın!